Kent merkezinin güney ucundaki Kurşunlutepe'nin rüzgara karşı korunaklı kuzey yamacında bulunur. Tiyatronun özünü oluşturan ve yarım daireyi biraz aşan 80.00 m çapındaki koilon (oturma yuvarlağı), her iki ucunda da kule gibi görünen güçlü duvarlarla desteklenmiştir. Yaklaşık 6000 kişinin . oturabileceği cavea, bir diazoma (açık koridor) ile ikiye ayrılmıştır. Bu diazoniada sıralanan koltuklarda, kentin ileri gelenleri oturmuştur. Tiyatro üst bölümde 14, alt bölümde 23 ve biri de tasarlanmış olarak 38 oturma sırasına sahiptir. Seyircilerin güneşten korunması için bezden gölgelikler (velarium) kullanılmıştır. Cavea altta 9 merdivenle 8 dilime (kerkides) ayrılmıştır; bu dilimler üstte kendi içlerinde bir kez daha bölünürler. Üst bölüme ayrıca doğu ve batı yanlardan merdivenle ulaşılan üstleri tonoz örtülü koridorlardan da ulaşılabilir. Oturma sıralarının en üstünde, koilonun orta aksında bir tapınak konumlanır. Bir tanrıya ya da imparator kültüne adanan bu tapınak, Patara Tiyatrosu'ndaki önemli mimari uygulamalardan biridir.
41.50 m uzunluğunda ve 6.50 m genişliğindeki sahne binası bağımsız ve altta bir hyposkenion da olmak üzere iki katlı olarak tasarlanmıştır. İç duvarın cephesini bezeyen görkemli mimari yapılanmanın (skene frons) önünde, oyunların sergilendiği bir sahne (logeion) yer alır. Sahne binası ile oturma yeri arasında kalan yuvarlak alana (orkhestra) hem yanlardan, hem de sahne binasının dış yüzü ortasında açılmış özel bir kapıdan sağlanır. Kuzeye dönük bu cephe, hareketli mimarisi ve başta sütunlar olmak üzere diğer süsleyici unsurlarıyla, tiyatro mimarisinde çok az görülen bir uygulamanın özgün örneklerindendir.
Tiyatro; büyük olasılıkla MÖ 2. yüzyılda, ya da en geç MÖ 1. yüzyılda içinde yapılmıştır. Polyperkhon yazıtından anlaşıldığı üzere imparator Tiberius Döneminde onarım görmüştür. Doğu dar cephesinde yer alan anıtsal yazıta göre sahne binasının yapımına MS 126 yılında ölen Q. Vilius Titianus başlamış, kızı Villa Procula ise MS 147 yılında tamamlamıştır. Vilius Titianus ile eşzamanlı olarak Tib. Claudius Flavianus Eudemus adlı Patara vatandaşı da, tiyatronun caveasına üst bölümü eklemiş, köşe destek kuleleri ile tapınağı yapmıştır. Erken Doğu Roma Döneminde oturma sıraları ile orkhestra arasına ikinci kez kullanılmış malzemelerden bir duvar örülerek ortadaki alanda gladyatör ve vahşi hayvan dövüşleri yapılmıştır.
Türkiye'nin tartışmasız en güzel plajı olarak bilinen Kaputaş Plajı Kalkana 7 km, Kaş’a ise 19km uzaklıktadır. Avrupada bir çok ünlü turizm firması tarafından Türkiye’nin tanıtımlarına en fazla konu olan yerdir.