Patara'da surla çevrili Ortaçağ kentinin ortasında M.S. 10. yüzyıl sonlarında var olan daha eski bir kilisenin üzerine yapılmıştır. 16.20 metre x 10.50 metre boyutundaki üç nefli kiliseye hem batıdaki atriumdan hem de her iki yan yüzden girilmektedir. Yüksek bir syndronon içeren ve bezemeli levhalarla kapanan apsis yayının çapı 3.50 metredir. Her bir nef doğuda kendi apsisiyle sonlanır ve her apsis duvarı, ortalarına açılan bir pencereyle çözülür. Merkezde bir dörtgen olurturan devşirme dört sütun ile doğudaki birer ayak ve onları karşılayan duvar çıkıntıları, hem haç biçimli kubbeyi taşımak, hemde nefleri bölmek içindir. Taban kireç taşı ve devşirme mermer levhalarla döşenmiştir. İçte, kuzey duvarının batı diliminde büyükçe bir parçasıyla kalabilen freskler, duvarların dinsel konulu nitelikli resimlerle bezenmiş olduğunu gösterir.
Kilisenin güneyinde bir duvarla çevrilmiş mezarlık yer alır. Kilisenin yıkılmasından sonra M.S. 12. yüzyılın sonu ve 13.yüzyılın başlarında yapının güneybatısına küçük bir şapel inşa edilmiş; kilise ise tümüyle bir mezarlık alanı haline gelmiştir. Yapı, sadece sur içinde kalan bölümün değil Patara'nın sur dışında kalan tüm Ortaçağ yerleşiminin de dinsel merkezi olmalıydı.
Türkiye'nin tartışmasız en güzel plajı olarak bilinen Kaputaş Plajı Kalkana 7 km, Kaş’a ise 19km uzaklıktadır. Avrupada bir çok ünlü turizm firması tarafından Türkiye’nin tanıtımlarına en fazla konu olan yerdir.